23 Şubat 2018 Cuma

JOHN CURRAN/THE PAINTED VEIL (DUVAK)



Uzun süredir( üşenmeyip en son film paylaşım tarihine baktım 2013 yılının Aralık ayı) filmlerle ilgili paylaşım yapmıyorum. Bu filmi yazmak istedim. Neden mi? İnsanın değişebildiğini, hiç geçmez dediğimiz duyguların geçtiğini, beş kuruş etmez insanlara hak ettikleri gibi davranılabilen günlerin geldiğini, zamanın ne müthiş bir mevhum olduğunu, aşkın hissedilen kişiye göre kişiyi nasıl aşağıya veya yukarı çekebildiğini, affetmek yerine bazen adalet istemenin karşıdaki insan için ne güzelliklere neden olabileceğini ve daha bir sürü şeyi salgın hastalıkla mücadele eden muhteşem bir coğrafyada bambaşka bir kültür içerisinde verebilmesi. Tek kelimeyle muhteşem film Duvak.

TARIK TUFAN/BENİ ONLARA VERME




Elinden düşürmeden bitirebileceğin bir kitap aslında Beni Onlara Verme. Ama ben 3 ayda bitirebildim. Okuyamadım çünkü her hikayeden sonra içim lime lime oldu. Bir yas töreni gibiydi adeta. Hikaye bitti ben ağladım hikaye içimde yerini aldı ve ben diğerine geçebildim. 
Bir kere sevdiğinin yüzüne baksa ölecek aşıklar, güzelliğini bir yara gibi taşıyan kadınlar, gururundan ölenler, gidenler, tam söyleyecekken susanlar, yıkık krallıkların prensesleri kitabın karakterleri. Bu karakterlerin yaşadığı o semtin o mahallelerinde ve o sokaklarında hiç olmak istemedim ama sanki onları yaşamış gibi acı çektim okurken. 
Tarık Tufan çok samimi yazmış. Samimiyetin bu denli bize geçmesinin sebebi acı'ya bir adım kala yaşamayı tercih etmemiz sanırım. Mutluluğun 'Her an gidebilirim ona göre ha' hali o eyvallahsız hali mutluluğa tavır almamıza yetti. Vefalı duyguları sevdik biz çok canımız yansa da. Tabi bir de Batı'da doğmamak:) Herkesin dilindeki acıyı seven Doğu toplumu olduğumuz fikrine ben de katılıyorum elbette. Bir beslenme şekli olarak acı çekmek! 

Not: Kitap bittikten sonra Zerrin Özer dinlemek geliyor insanın içinden bir tanesini hazır edeyim dedim:)